“Hatırlarsınız, 5-6 yıl önce ülkemizde bir bonzai kullanım salgını mevcuttu. Her gün haberlerde bonzai adlı uyuşturucunun etkisiyle bayılmış gençler gösteriliyordu. Hem kendilerini düşürdükleri durumdan dolayı, kendi evladımız, kuzenimiz, kardeşimiz, yeğenimiz gibi hissederek gördüklerimize üzülüyorduk hem de genç yaşta, sebepsiz şekilde, kendilerine bunu yaptıklarını düşünerek ve yine evladımız, kardeşimiz, kuzenimiz ile karşılaşabilecekleri ve kötü bir şey olabileceği düşüncesiyle kızıyorduk. Hem kendilerine hem de çevrelerine verdikleri ve verebilecekleri zararlar ve ihtimallerden dolayı karışık duygular içerisindeydik.
Ahmet de aynı yıllarda lisede öğrenciydi. Okuldan eve dönerken otobüste kendinden geçti. Davranışları aynı haberlerde gördüğümüz bonzai alan gençlere benziyordu. Haliyle hem yolcular hem de şoför sinirlendi. Üstte bahsettiğim ve şu an aklıma gelmeyen tüm duygularla herkes kızgındı. Şoför otobüsü kenara çekti ve hep birlikte, kızgınlıkla Ahmet’i yola atıp gittiler. Yoldan geçenler de bonzai aldığını düşünerek kızgındı ve kimse durumunu umursama ihtiyacı duymadı.
Çok sonra biri ambulans çağırdı ve Ahmet hastaneye kaldırıldı.“
Ahmet benim öğrencimdi.
Elbette adı Ahmet değildi. Özel hayatına saygımdan dolayı farklı bir isimle bahsedeceğim kendisinden. Ahmet uyuşturucu kullanmıyordu. Kalp krizi geçiriyordu. Ergenlik döneminde bir kalp krizi beklemeyiz. Daha çok 40 yaş ve sonrasında kalp krizi bekleriz. Ancak ergenlikte görülen kalp krizi sanılanın aksine tüm kalp krizlerinin %20’sini oluşturur.
Peki Ahmet’e ne oldu?
Bir süre oksijensiz kaldığı için beyninde hasar oluştu. O güne kadar öğrendiklerinin birçoğunu unuttu. Tekrar öğrenmek için eğitim almaya başladı. Tekrar okumayı, yazmayı, saymayı öğrendi. Ama beyin hasarı, öğrenme hızını yavaşlatmıştı.
Diskalkuli, Akalkuli
Kalkuli hesaplama anlamına gelir. Bu hesaplama becerisi varken, Ahmet’te olduğu gibi bir beyin hasarı sonucu kaybolursa akalkuli ya da akkiz kalkuli olarak adlandırılır.
Gelişimsel olarak hesaplama yeteneğinin kaybolması ya da yokluğu durumuna ise diskalkuli ya da gelişimsel diskalkuli denmektedir.
Akalkuli
Akalkuli başlangıçta tek tanı iken, zamanla herşey gibi ayrışmış ve iki ayrı tanıya dönüşmüştür. Birincisi primer akalkuli, diğeri ise sekonder akalkulidir.
Primer Akalkuli
Primer akalkuli durumunda anaritmetika görülmektedir. Aritmetik kelime anlamıyla Latincede sayı sanatı anlamına geliyor. Numaralar arasında ilişkiler kurmak, problem çözmek Latincede bir sanat olarak yorumlanmış belli ki. Ben olsam, sayı dansı derdim. Bir problem gördüğümde ahenkle dans eden sayılar gelir hep gözümün önüne.
Özetle primer akalkulide aritmetik becerilerin bozulmasını görüyoruz. Sol angüler girusta bozulma ile ortaya çıkıyor
Sekonder Akalkuli
Sekonder akalkulide ise başka belirtiler de duruma eşlik ediyor. Aritmetiğin yanı sıra hafıza, okuma gibi becerilerde de bozulmalar görülüyor. Sekonder akalkulide beyin hasarı lokasyonu spesifik değil, beyin geneline yayılmış durumda görülüyor.
Ahmet’in durumu da tahmin ettiğiniz gibi, sekonder akalkuliye giriyor.
Diskalkuli
Diskalkuli ise doğuştan gelen bir hesaplama yeteneği kaybı. Sabit olması durumuna diskalkuli,
zaman içerisinde ilerleyici olan yani nörodejeneratif versiyonuna ise gelişimsel diskalkuli
denmekte.
Beyin hala araştırılmakta olan ve birçok sürecini bilmediğimiz bir derya deniz. Beynin çalışma şekli ile ilgili bilgilere genellikle tanılar üzerinden ulaşıyoruz.
Örneğin Semenza, karşılaştığı tanılar üzerinden beyinde matematiksel süreçleri tanımlarken, numaralar daha çok dikkatini çekmiş gibi görünüyor. Bunu aşağıdaki süreç tanımından görebilirsiniz.
- Semenza’ya göre hesaplama yeteneği 4 basamaktan oluşur:
- 1- Numarayı adlandırma, gösterme, belirleme ve ayırımına varma becerisi
- 2- Numaranın uzaysal organizasyonu ile ilgili görsel-uzamsal beceri
- 3- Hesaplama için gerekli bilgilerin hatırlanması
- 4- Matematiksel düşünme ve anlama becerisi
Warrington için ise sanki beynin uzaysal anlamlandırma becerisi, matematik açısından daha çok dikkat çekiciymiş. Bunu Warrington’un beyindeki matematiksel süreci tanımlama şeklinden görebilirsiniz. Warrington’a göre hesaplama yeteneği sözel, uzaysal bölgeler ile bellek, beden farkındalığı ve yürütücü işlevler bölgelerinin ortak çalışması ile ortaya çıkıyor.
- Yine Warrington da hesaplama yeteneğini 4 basamak ile açıklamaktadır:
- 1- Numaranın miktar olarak ifadesi (nesne, sayı, eşleme)
- 2- Numaranın uzaydaki konumunu anlama (büyük, küçük, eşit olma durumu), sayma, sınıflandırma, bilme ve hatırlama
- 3- İki numara arası ilişkiyi anlama ve değerlendirme
- 4- Numara sembolü ile sözel temsili arasındaki ilişkiyi bilme ve değerlendirme
Angüler Girus Demiştik
Yukarıda primer akalkuli başlığında bahsettiğimiz angüler girus bölgesi bu basamaklardan sorumlu. Dil (numaranın sözel temsiili), numaraları işlemleme (numaralar arası ilişki, miktar, problem çözme), hesaplama için gerekli bilgilerin hafızadan çağırılması, uzaysal/uzamsal biliş, dikkat ve zihin teorisi bu bölgenin sorumlulukları.
Özetle:
Doğuştan bu bölgede bir farklılık varsa diskalkuli ortaya çıkıyor. Yaşamın ilerleyen yıllarında kaza gibi çevresel bir sebep sonucu bu bölgenin hasar görmesi durumda ise akalkuli ortaya çıkıyor. Eğer sadece bu bölgede bir hasar varsa primer akalkuli, bu bölge ile birlikte farklı bölgelerde de hasar varsa sekonder akalkuli ortaya çıkıyor.
Ne Yapmalı?
Tabii ki çalışacağız. Bol tekrar, daha bol tekrar, çok bol tekrar yapacağız. Neyse ki beynimiz plastisite denen bir özelliğe sahip. Yani 6 yaşında da olsanız, 66 yaşında da diskalkuli de olsanız akalkuli de beyin her zaman gelişiyor ve öğreniyor. Plastisite sayesinde tek bir sinir hücresi milyonlarca sinir hücresinin görevini üstlenebiliyor. Tek ihtiyacı, tekrar etmeniz ve beyninize ne yapacağınızı öğretmeniz.
Peki Ahmet’e ne oldu?
Ahmet her seansımızda konuyu cennete getirdi. Yaşadığı şeyin, onun sorumluluğu olmadığına Ahmet’i ikna edemedim. Her seansımız Ahmet’in aynı sözleriyle bitti:
“Kuran okumayı bilmeyenler cennete alınmıyormuş. Ben biliyordum, ama unuttum. Tekrar da öğrenemiyorum. Cennete giremeyeceğim.”
