Çocukluğunda neredeyse hepimizin muhatap olduğu “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusunu cevaplarken çocuklar, genellikle mesleki rol modellerinin mesleklerini (yakın çevrede gördükleri, sevdikleri kişilerin mesleklerini) veya daha hayali (süper kahraman vb.) meslekleri söylerler. Biraz büyüdüklerinde ise “İlerde hangi mesleği yapmayı düşünüyorsun?” sorusunu yanıtlamak için daha gerçekçi değerlendirmeler yapmaları gerektiğini fark ederler.
Sonuçları kişinin yaşamında birçok alanı etkileyen önemli bir karar olan meslek seçimi, tercih sürecine sıkıştırılacak kadar kısa sürede verilecek bir karar değildir. Meslek seçimi, yaşam boyu devam eden gelişimsel bir süreç içinde şekillenmektedir. Çünküb ireyin kişisel gelişimi ile birlikte gelişir, değişir ve birçok etmenden etkilenir. Bu süreçte çocuklara/gençlere yol göstermek adına ‘’Bireylerde bir meslek fikri nasıl gelişir? Meslek seçiminde hangi faktörler etkilidir?’’ gibi sorulara cevap arayan çalışmalar yapılıp, çeşitli kuramlar geliştirilmeye çalışılmıştır.
Herkes için tek bir doğru meslek mi olmalı?
Çoğu çalışma ve kuram, oldukça uzun ve karmaşık bir süreç olan bireyin mesleki gelişiminde pek çok etmenin etkili olduğunu ve bunların başında; bireyin yeteneklerinin, ilgisinin, sosyodemografik özelliklerinin (ailesi, rol modelleri olan sosyal çevresi, kültürü, ekonomik şartlar, cinsiyeti vb.), psikolojik ihtiyaçlarının, kişilik özelliklerinin ve meslekle ilgili faktörlerin (mesleğin avantajları, kazancı, toplumsal statüsü vb.) geldiğine değinmiştir. Bu alanda geliştirilen ilk kuram (Özellik-Faktör Kuramı) bireyin özellikleri ile mesleğin gerektirdiği niteliklerin eşleşmesine yöneliktir. Bu kuram bu alanda birçok değerli bilgi vermesinin yanı sıra; meslek seçimini oldukça mantıki bir süreç olarak değerlendirmesi, meslek seçiminin duygusal boyutunu ve psikolojik etmenleri göz ardı etmesi, herkes için tek bir doğru meslek seçimi kararı olduğunu savunması, bireyin özellikleri ve mesleğin niteliklerini/çevresel beklentileri statik bir yapı olarak görmesiyle eleştirilmektedir. Daha sonra Holland’ın bu görüşün zayıf yönlerini göz önüne alarak geliştirdiği, bireyin meslek seçimi davranışını; kişilik tipi ve çevrenin özellikleri arasındaki etkileşimi belirlediği ve “birey X çevre uyumu” yaklaşımının daha yeterli ve kapsamlı bir görüş olduğu değerlendirilmektedir.
“Meslek para kazanma amacından da öte, kendini gerçekleştirmeye de hizmet etmektedir”
Meslek seçimi; kişiliğin iş dünyasında ifade bulan bir yansımasıdır. Özellikle kendilerini oldukları gibi kabul etmekte güçlük çeken bireylerin, yine kendilerine uygun meslek bulmakta güçlük çektikleri gerçek dışı mesleki hedeflere yöneldikleri veya kronik kararsızlık hali yaşadıkları görülmektedir. Bu gerçek meslek gelişiminin bir kişilik gelişimi olduğunu, sağlıklı bir meslek gelişimini gerçekleştirebilmek için önce sağlıklı bir kişilik gelişimini gerçekleştirmek gerektiğini ortaya koymaktadır. Mesleki doyum; bireyin kişilik tipi içinde yer alan özellikleri, bu tiplere uygun olarak tanımlanan iş çevresine uyumu ile pozitif ilişkilidir. Ayrıca meslek, kişinin kimliğinin en önemli kaynağı olup, onun etraftan saygı görmesine, başkaları ile ilişki kurmasına, toplumda bir yer edinmesine ve işe yaradığı duygusunu yaşamasına, doyuma ulaşmasına olanak veren alandır. O halde meslek para kazanma amacından çok daha ötede, kendini gerçekleştirmeye de hizmet etmektedir. Bireyin kimlik duygusunun gelişmesine katkıda bulunur. Birey kimliğini mesleğiyle özdeşleştirir.
Meslek seçiminde önemli olan ilkelerden biri de mesleğin psikolojik gereksinimleri karşılamasıdır. Kişinin yapmış olduğu mesleğinden haz alması, onu severek yapması, her gün sabahleyin işe giderken sevdiği, değer verdiği önemli biri ile buluşmaya gider gibi gitmesi önemlidir. İnsan psikolojik bakımdan kendine uygun olan bir meslekte daha iyi çalışır ve başarılı olur. Yaptığı işten psikolojik doyum alamadığı zaman kişinin tüm hayatı etkilenir. Meslekte yaşanılan doyumsuzluklar bireyin ruh sağlığını tehdit eder. Bu durum tüm aile bireylerine de yansır.
Önce kendini bil, keşfet
Çocukların/gençlerin sağlıklı bir meslek kararı verebilmesi için her şeyden önce kendini bilmesine ve keşfetmesine ihtiyacı vardır. Kendini, hayatını, seçimlerini ciddiye alan ve değerli bulan biri olmalıdır. Seçimlerinin nedenleri olmalı ve bu nedenlere göre seçim yapmalıdır. Esnek, yani yeni deneyimlere ve sorgulamaya açık olma ve evrilebilme, pozitif kalabilme, sorumluluk alabilme, eleştirel/kritik düşünme, birlikte çalışabilme (takım çalışması) özelliklerine ve iletişim becerilerine sahip olabilmesi, meslek seçimi sürecinde edinilmesi gereken ve sonuçta en doğru/sağlıklı meslek tercihini yapmasını ve mesleğini yaparken/hayatını sürdürürken en fazla ihtiyaç duyacağı donanımlar olacaktır.
Ebeveynler, çocukları meslek tercihi yapacağı döneme kadar yani bu meslek seçim sürecinde, çocuklarının yukarıda bahsi geçen donanımlara sahip olabilmesini; çocukların bireyselliğine değer verildiği, alınan kararlarda çocukların da düşüncesinin dinlendiği, sorumluluklar almasının, yeni şeyler denemesi/ deneyimlemesinin desteklendiği, hata veya başarısızlıkların bir fırsat olarak değerlendirildiği bir aile iklimi oluşturarak sağlayabilirler. Böylelikle çocuklarının kendilerini keşfetmesini, yeteneklerinin ve ilgilerinin daha iyi farkına varmalarını sağlayacaklardır. Gençler de bu yetenek ve ilgilerinin kesiştiği meslekleri listeleyip daha sonra mesleği yapanlarla konuşma, ziyaret ve gözlem, staj/yarı zamanlı çalışma, internetten araştırma (Anlatsin.com, Linkedin v.b. birçok platformda) rehberlik danışmanlık ve kariyer danışmanlığı uzmanlarıyla görüşmek gibi birçok yöntemle meslekler hakkında daha detaylı bilgiler edinebilirler.
Unutulmaması gereken bir şey de teknolojinin ilerlemesi sonucu her yıl çalışma hayatına yeni meslekler katılmakta, bazı meslekler ise çalışma hayatından silinmekte ya da biçim değiştirerek varlıklarını sürdürebilmektedir. Kişinin etki alanında olmayan birçok faktör varlığı da başka bir gerçektir. Pandemi süreci de herkesin bu gerçeği hatırlamasını sağladı. Ama kişinin başına gelenlerle nasıl mücadele edeceğini, bunları avantaja çevireceğini de çocukluğundan itibaren edindiği donanımlarla yapacakları belirleyecektir.