Günümüzde finans dünyası giderek karmaşık bir hal aldı. Teknolojik gelişmeler, dünya nüfusuna bağlı olarak yaşanan demografik değişimler ile siyasi söylem ve politikalar, finans dünyasındaki mücadeleyi güçleştirirken, dünya üzerinde zaman zaman meydana gelen finansal veya Covid-19 salgını gibi ekonomiyi yaralayan küresel krizler, bireyleri ve hükümetleri oldukça zor durumda bırakıyor. Nitekim son ekonomik göstergeler küresel ekonomi hakkında umut verici veriler sunmamakta. Küresel çapta finans dünyasının sorunları böyleyken bireyler açısından da durum farklı değil maalesef. Finansal ürün ve hizmetlerin çeşitliliğinde yaşanan artış ve erişim kolaylığı ile birlikte bireyler giderek daha çok finansal ilişkilere girerek, son zamanlarda medyaya yansıyan dolandırıcılık olaylarında olduğu gibi finansal risk ve güvenlik tehditlerine daha açık hale geliyor.
Tüm bunlardan bahsetmemin sebebi, yaşanan bu durumun finansal okuryazarlık ile ilişkili olması. Finansal okuryazarlık genel olarak finans alanına ait her türlü bilgi, beceri ve tutumun edinilmesi ve bu kazanımların günlük hayata aktarılarak kullanılması ve yönetilmesini içeriyor.
Finansal okuryazarlığın artırılması ile hem bireysel hem de toplumsal olarak finansal refah ve istikrarın sağlanması beklenir. Ancak görünen risklerine rağmen araştırma sonuçları, gerek Türkiye’de gerekse dünyada finansal okuryazarlık seviyesinin yeterli seviyede olmadığını gösteriyor. Yetişkinler okul yoluyla ya da çevrelerinden belli oranlarda finansal bilgiye ulaşabilmekte. Ancak finansal bilginin günlük hayatta tutum ve davranışlara yansıması aynı oranda gerçekleşemiyor. Peki insanlar öğrendikleri bilgileri neden günlük hayatlarına aktaramıyor?

Çocukların harçlıklarını ev işleri yoluyla kazanmalarını sağlayın
Bilgi ve beceri ediniminde çocukluk döneminin ne kadar önemli olduğu bilinir. Benzer şekilde finansal okuryazarlıkta da başarıya ulaşmada erken yaşın önemi oldukça büyük ve araştırmalar da bu eğitimlerin erken yaşlarda başlaması gerektiğini öneriyor. Bu önerilerin arkasındaki nedenler çeşitli sebeplere dayandırılabilir. Bunlardan ilki, çocukların finans dünyasıyla tahmin edildiğinden daha erken yaşlarda tanışmasıdır. Nitekim OECD tarafından PISA sınavı sonrası yayınlanan 2020 yılına ait raporda; OECD ülkelerinde öğrencilerin %54’ü bir banka, yapı kooperatifi, postane veya kredi birliğinde bir banka hesabına ve %45’inin bir banka ya da kredi kartına sahip olduğu; öğrencilerin % 73’ünün önceki 12 ay içinde internetten alışveriş yaptığı; öğrencilerin %39’unun önceki 12 ay boyunca cep telefonu ile ödeme yaptığı belirtilmiştir. Benzer şekilde Çocuk ve Gençlik Finansmanı (CYFI), çocukların ilk kumbaraya sahip oldukları ya da ilk harçlıklarını aldıkları dönemleri finansal okuryazarlıkla tanışılan kilometre taşı dönemler olarak ifade etmektedir.
Özellikle çocukların harçlıklarını ev işleri yoluyla kazanmaları, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde ihtiyaç duyacakları özgüven geliştirmede yardımcı olabilir. Bir tasarruf hesabı veya çocuk dostu bir banka kartı açmak, tasarrufun değerini öğretir. Çocuk parasının bitebileceğini anlar, planlı alışveriş ya da birikim yapar. Yaşları kaç olursa olsun çocuklarınıza aşılayabileceğiniz en önemli derslerden biri, paranın sınırlı bir kaynak olduğudur.
Kutu oyunları da çocuklar için tasarruflu olmanın önemini öğrenmelerine yardımcı olabilir.
Erken yaşta finansal eğitimin gerekliliğinin ikinci nedeni ise, çocukların finans dünyasına karşı henüz olumsuz bir fikre ya da tutuma sahip olmamasının önemli bir avantajı bulunmaktadır. Üçüncü bir neden olarak ise, 21. yüzyıl becerileri arasında da yer alan finansal okuryazarlığın yaşamsal bir beceri olarak önem kazanması ve okul temelli bir eğitimin başta fırsat eşitliği sunması gibi avantajlarının bulunmasıdır. Özetle, erken dönemde edinilen finansal bilgi ve beceriler çocukların geleceğe hazırlanmasına, finansal konularda özgüven ve öz farkındalığa sahip olmalarına yardımcı olacaktır.
Toplumsal sorunların azaltılmasına da etkileri olabilir
Erken yaşta finansal okuryazarlığın ayrıca ülke ekonomisinde kayıpları azaltması gibi ekonomik faydalarının yanı sıra toplum için hane halklarındaki ekonomik istikrara bağlı olarak boşanma, intihar ve suça eğilim benzeri toplumsal sorunların azaltılması gibi etkileri de bulunabileceği göz ardı edilmemelidir. Nihai olarak, erken yaşta finansal okuryazarlık olası ekonomik risklere karşı bir tür müdahale çalışması ve ekonomik başarı için anahtar bir beceri olarak değerlendirilmeli, başta çocuklar olmak üzere toplumun her kesiminin ihtiyacı olarak görülmeli ve finansal okuryazarlık becerisine yönelik politikalar üretilmelidir.