Zaman Makinesi’ne hoş geldin! Bu ayki yolculuğumuzu Orta Çağ’ın sonlarına, İslam dünyasına yapıyoruz. Matematiğe çok büyük katkıları olan bu dönemi keşfetmeye hazır mısın? Haydi başlayalım!
Matematik dünyası için çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Zaman ilerledikçe eserlerin ve bilgilerin farklı bölgelere ulaşması kolaylaşmıştı. Bu yüzden İslam dönemi bilim adamları çok fazla kaynağa ulaşabildi. İslam döneminde matematik; Mezopotamya, Hint ve Yunan dönemi matematiklerinin senteziyle oluştu ve İslamiyet’in yayılması ile birlikte özellikle cebirde büyük gelişmeler yaşandı.
8. yüzyıla geldiğimizde Abbasiler, Bağdat’da bir başkent kurdu, bu kent zamanla bir bilim merkezi haline geldi. Yine bu yıllarda Abbasiler tarafından “Büyük Bağdat Kütüphanesi” olarak bilinen “Beytül Hikme” kuruldu. Bu kütüphanede farklı kültürlere ait bilim kitaplarının çevirileri yapılmaya başlandı. Abbasiler için bilim oldukça önemliydi. Bu sebeple bilim adamlarının çalışmaları kolaylaştırılmış ve onlara büyük paralar ödenmişti. Söylenene göre bilim adamları çevirisini yaptığı eserlerin kilosu kadar altın ile ödüllendirilirdi. Beytül Hikme’de sadece eserlerin çevirileri yapılmıyordu. Aynı zamanda alimler kendi çalışmalarını da yürütüyordu. Bu çalışmaların sonucunda ise cebirin temelleri atılmış ve İslam dünyası, cebirin merkezi haline gelmişti.
Beytül Hikme’de Alimler
İslam alimleri için geometri oldukça önemliydi ve geometri üzerine pek çok çalışma yapılmıştı. Geometrik şekiller hayatın her alanında kullanılmaktaydı. Özellikle kutsal yerlerde, camilerde duvar süslemek amacıyla geometriden faydalanılmıştı. Dini bayramların hesaplanması, arazi ölçme, miras hesabı gibi günlük gereklilikleri ise şekillerden çok sayıların üzerine çalışılmasına yol açmış ve cebir doğmuştur.
El Harezmi’yi hatırladın mı? Daha önce “Cebirin Babası” olarak anıldığından bahsetmiştik. El Harezmi, cebir kelimesini ilk kez kullanmış ve denklemlerin çözümlerini sistematik yöntemler kullanarak yapmıştı. Böylece günlük ihtiyaçlardan doğan cebir, başlı başına bir bilim olma yoluna girmişti. El Harezmi aynı zamanda Algoritma kavramının da isim babası olmuş ve bu alanda çalışmalar yürütmüştü.
Harezmi döneminde geometri ile temellendirilen cebire, İslam alimlerinden El Kereci yeni bir soluk getirdi. Binom teoremini keşfeden El Kereci, cebiri geometrik şekillerin esaretinden kurtarmış ve sayılara dayandırmıştı. Böylece cebirin gelişmesinin önündeki engeller kalkmış oldu.
Ömer Hayyam ile daha önce tanıştık ve yaptığı çalışmaları biliyoruz. Hayyam geometri ve Cebiri harmanlayarak üçüncü dereceden denklemler için çözümler geliştirmiş, bu çözümleri yaparken çember ve hiperbollerden faydalanmıştı. Hayyam, bugün Pascal üçgeni olarak bildiğimiz teoremi çok daha önceden keşfetmişti.
Hayyam’ın 3. dereceden denklem çözümü
Cebir alanındaki gelişmelerin yanında; astronomi, geometri, trigonometri alanlarında da önemli çalışmalar yapılmıştı. Dünyanın yuvarlak olduğu ispatlanmış, gezegenlerin hareketleri incelenmiş, günümüzde hala kullanılan takvimler geliştirilmişti. Gıyasettin Cemşid, ondalık kesirleri ilk kez kullanmış, Nasirüddin Tusi ise trigonometrinin ayrı bir bilim dalı olarak incelenmesinde öncü olmuştu. Bu dönemde yapılan çalışmalar ve çevirisi yapılan metinler sayesinde Batı dünyasında bir aydınlanma yaşanmıştı.
Pisagor üçgeni ile ilgili yapılan çalışma
İslam alimlerinin çalışmalarının matematik dünyasına katkılarına yakından baktık. Sence bilim adamları bu çalışmaları yaparken eserlerinin dünyada ses getireceğini bilebilir miydi? Çalışmalarının farklı kıtalara taşınacağını, farklı milletten insanların ellerinde yeni keşiflere ilham olacağını bilebilir miydi? Bilim adamları sadece tutkularının peşinden gitmişti. O halde tutkularımızın peşinden koşalım ve onlar için çok çalışalım. Bu ayki yolculuğumuz burada bitiyor fakat daha gidecek çok yolumuz var. Gelecek ay seni burada bekliyor olacağım. Yeni maceralarda görüşene dek, sağlıkla kal!