Tekrar hoş geldin! Zaman Makinesi yolculuğuna hız kesmeden devam ediyor. Bu ayki yolculuğumuz çok renkli olacak çünkü Renk Festivali’ne (Holi) ışınlanıyoruz. Hindistan’a gidiyoruz! Hazırsan başlayalım.
Zaman Makinesi bizi çok önemli bir döneme getirdi. Burada matematiğin temellerinden birinin atılmasına tanık olacağız.
M.S. 1. yüzyılda Hint matematiği büyük bir ivme kazanmaya başlamıştı. Hindistan’ın ünlü matematikçilerinden biri olan Aryabhata, günümüzde evrensel olarak kullanılan Hint-Arap sayı sisteminin babası olarak olarak kabul edilmiştir. Çalışmalarını topladığı Aryabhatiya adlı kitabı, matematiksel terimlere de katkı sağlamıştı. Kosinüs ve Sinüs isimleri, Aryabhata’nın eserinin yanlış tercüme edilmesiyle ortaya çıkmıştı.
7. yüzyıla geldiğimizde ise Hindistan’da matematik dünyası için çok büyük bir adım atıldı. Hintli Matematikçi Brahmagupta, Avrupa’da henüz kullanılmayan, Orta Doğu’da da sadece basamak doldurmak amacıyla kullanılan “sıfır”ı, sadece bir yer tutucu değil bir sayı olarak kullanmaya başladı.
Brahmagupta, bir sayıyı kendisinden çıkararak sıfırı elde etmişti ve sıfırın bir sayı olduğunu bu şekilde kanıtlamış oldu. Daha sonra sıfır sayısını matematiksel işlemlerde kullanmaya başladı. “Varlıklar” ve “Borçlar” olarak adlandırdığı negatif ve pozitif sayıları sıfır kullanarak ifade etmişti. Sıfır sayısının, dört işlem ile nasıl kullanılacağını anlatan bir kitap yazarak açıklamıştı.
Kitabında; sıfırdan çıkarılan pozitif bir sayının negatif bir sayıya, sıfırdan çıkarılan negatif bir sayının ise pozitif bir sayıya dönüştüğünü göstermişti. Çarpma ve bölmede de sıfırın etkisini araştıran Brahmagupta, herhangi bir sayının sıfır ile çarpılmasının sıfırı vereceğini de kitabında yazmıştı. Herhangi bir sayının sıfıra bölümünün de sıfır olacağını söylemişti fakat bu durumun yanlış olduğu yıllar sonra kanıtlanmıştı. Ne yazık ki Brahmagupta’nın eserleri günümüze ulaşamadı. Bu sebeple oluşturduğu kuralları nasıl ispatladığı keşfedilemedi.
Ya sıfır olmasaydı?
Matematikte sıfır olmasaydı sence neler olabilirdi? Ya da neler olmazdı mı demeliyim? Sıfır olmadan matematikteki pek çok keşif yapılamazdı. Negatif sayılar olmazdı, ikili sayı sistemi dolayısıyla bilgisayar olmazdı. Ondalık sayılar, çok küçük nicelikler olmazdı. Bu sebeple sıfır sayısının önemi çok büyüktür.
Astronomiyle de ilgilenen Brahmagupta, Ay’ın Dünya’ya Güneş’ten daha yakın olduğunu bununla birlikte bir yılın 365 gün 6 saat 12 dakika 9 saniye olduğunu da söylemişti.
Gelen yüzyıllar boyunca Hint matematiğinde gelişmeler devam etmiş, 14. yüzyılda Kerala Matematik Okulu kurulmuştur. Analizin temellerinin bu okulda atıldığı ve buradan Avrupa’ya taşındığı söylenir. Matematik için başka bir dönüm noktası olarak kabul edilen ve bu okulda yapılan çalışmalar da olmuştu. Trigonometrik fonksiyonlar ile seri açılımları geliştirerek yeni keşiflerin temellerini atmış oldular.
Bir yolculuğun daha sonuna geldik. Çok güzel keşiflere tanıklık ettik. Sıfırın ne kadar büyük bir önemi olduğunu görmüş olduk. Hiçlik olarak kabul edilen bir simgenin üzerinde çalışılarak ne kadar büyük bir değer kazandığını görmüş olduk. O halde sıfırdan başlamak hiçbirimizi korkutmamalı! Hayallerimiz için çalışmaya devam!
Gelecek ay yeni yolculuklarda görüşmek üzere, sağlıkla kal!