Ne kadar yorucu bir yıldı öyle değil mi? Bir buçuk yıldır ucunu sonunu göremediğimiz zamanlar geçirdik ki insanız, belirsizliğin içerisinde olmak bizi çok yorar. Daima bir adım ilerisini görebilmek isteriz. Plan yapabilmeyi, hayatımızda netliği bekleriz. Ancak Mart 2020’den beri bırakın önümüzü görmeyi, ertesi günümüzü bile hesap edemez olduk.
Peki şu yönden bakmayı denediniz mi hiç bu sürece? “Ben bu süreçte hangi yönlerim ile yüzleştim, neler beni zorladı ve neler benim güçlü yönlerimmiş?” Bu süreç akıp giderken bizlere içsel yolculuğumuza dönebilmek için pek çok fırsatı da beraberinde getirdi. Elbette bakış açınızı bu yöne çevirebilirseniz. Örneğin, hepimiz evlere kapandık.
Senelerdir günde 3-4 saatten fazla yüzünü görmediğimiz aile üyelerimizle aylarca aynı evdeydik. Onları tanıma fırsatları yarattınız mı kendinize, ne kadar tanıyormuşsunuz aslında onları? Ya da sizleri ekrandan uzak tutmak en büyük amacımızken eğitiminize ekranlardan devam ettiniz ve okula giderken günlük rutinlerde bile kendinizi disipline etmek zorlayıcıyken, evde tek başınıza otokontrolünüzü sağlamanız gerekliydi. “Zaman yönetimi” çok önemliydi mesela. Hem her şeyi yapmaya zamanınız vardı hem de bunun kontrolü tamamen elinizdeydi. Belki de hayatınızda ilk defa sizden başka kimsenin kontrol edemeyeceği bir yerdeydi zaman. İşte bu nedenle gelişebileceğimiz pek çok alanımız olduğunu fark etmemizi sağladı pandemi süreci.

2021’e Bırakacağın Hedefleri Yaz!
Kiminiz çok şikayet etti “Ben çok yoruldum, çok sıkıldım evde” diyerek, kiminiz ise “Bana kalan bolca zamanda neler üretebilirim acaba?” diye düşündü. Yaşam hayata bakış açılarımız ile evrilir. Karşımızdaki durum aynı olsa da insanlar bakış açıları ile farklılaştırır durumu. Hayatı güzelleştiren ya da keyifsiz hale getiren de bakış açılarımızdaki farklılıklar değil midir aslında?
Üretmek isteyen ve düşünenlerin en çok kendine yatırım yapabildiği zamanlar oldu. Farkında olmadan hayata dair baş etme mekanizmalarını geliştirdi bakış açısı üretmek üzerine olan bireyler. Çünkü canları sıkılsa bile kendi kendilerine bir şeyler yapabilme ve üretebilme yetkinliklerini geliştirmek durumunda kaldılar.Şimdi bir saniye durun ve düşünün: Ben bu süreci nasıl geçirdim? Belirsizliğin getirdiği bahanelere sığınmanın konforuna mı ayak uydurdum yoksa tüm bu belirsizliklere rağmen kendimi gerçekleştirme yolculuğuma katkıda mı bulundum?
İlk bakış açısına sahipseniz bile bu yazıyı okuyup kendi farkındalığınız ile yüzleştiyseniz hala geç değil. Pandemi imkanları içerisinde sosyalleşmek, üretmek ve hedeflere adım atmak hala mümkün.
Haydi elinize bir defter alın ve “2021’e bırakacağım hedefler” diye kocaman bir başlık açın. Bunu sadece akademik anlamda değil yapmak istediğiniz aktiviteler, geliştirmek istediğiniz yetenekler kısacası her anlamda düşünebilirsiniz.
Şimdi Karar Verme Zamanı!
Konfor alanınızdan dışarı bir adım atın. Bu ilk önce korkutucu gibi gelse de aslında alanımızdan çıktıkça çevremizde fazlalaşan değerleri görmeye başlarız. Hep hatırlayın: Değişim denize atılan minik bir çakıl taşı gibidir. Küçük bir alanı etkiliyor gibi görünse de çevresine dalgalar yayar ve alanını genişletir. Değişim, kendini geliştirmek, hayallerinize bir adım atmak da böyledir işte.
Minik bir adımla başlarsınız, aslında hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini düşünerek, sonra o minik adımlar hayatınızdaki her alanı etkileyen alanlar oluşturur. Böylece muhteşem bir değişim ve dönüşüm süreci başlar.
Şimdi karar verme zamanı. Hayata bakış açımız ne olacak? Bahaneler yakamızı bırakmadan biz onlara sarılmaya devam mı edeceğiz; yoksa bahanelerden çevrilse de etrafımız kendi yolumuzu aydınlatacak feneri açıp yön vermeye devam mı edeceğiz hayatımıza? Seçim sizin ve daima aklınızın bir köşesinde şu cümleyi hatırlayınız:
“İçinizdeki en büyük güç daima sizsiniz ona tutunun.”.